Loading...

Diyemedim ya la…

Bu yazıyı çok önce yazdım ama genel anlamda taraf olmayı sevmediğimden, yayınlayıp yayınlamamakta tereddütteydim.
Eğer konu çarşıysa evet tarafım belli ve bunu belirtmek için de sonunda yayınlamaya karar verdim.
Umarım keyifle okursunuz…

17 Mart 2006.
Barcelona’nın Kamerunlu oyuncusu Samuel Eto‘ya La Liga’da artık sürekli hale gelen ırkçı tezahüratlar nedeniyle destek olmak için, İnönü’de “Hepimiz Eto’yuz” pankartı açılır.

26 Ocak 2007.
Bir suikasta kurban giden Hrant Dink‘in katlinde ırkçılığa dikkat çekmek için staddan beyaz güvercinler uçuşturulur.

5 Mart 2007.
Sinop’ta düzenlenen Nükleer karşıtı gösterilerine katıldıktan sonra aynı hafta bir maçta “Nükleer Santrallere de Karşı” yazılı pankartlar açarak Türkiye, nükleer santrallerdeki çevresel etkilere odaklandırılır.

21 Nisan 2007.
Bir lig maçı öncesi Beşiktaş’ta kurulan Kızılay çadırlarında tüm taraftarlar toplanarak kan verir ve bu organizasyon devamında Kızılay 2.500 ünite kan toplar.

25 Nisan 2007.
“Hediyeni kap, Minitürk’e gel” sloganı ile kimsesiz çocuklara oyuncak ve kırtasiye malzemeleri dağıtılır.

24 Ekim 2007.
Türkiye’de yaşanan terör olaylarını protesto amaçlı ve terör örgütlerine karşı olduklarını sergileyen duruşla Liverpool ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçında tüm tribünü kaplayacak şekilde “Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez” yazılı bayrak açılır.

15 Mart 2008.
Galatasaray maçı öncesi alkol karşıtı bir slogan bulunur ve maç günleri alkol alınmaması kararı tüm taraftarlara uygulattırılıp, Türkiye Futbol Federasyonu ile işbirliği sağlanır.

27 Ekim 2011.
Bir Fenerbahçe derbisi bitiminde sahaya 30.000 atkı atılır ve bu atkıların Van’daki depremzedelere ulaşması sağlanır.

20 Kasım 2011.
Yetmez.
Yine bir derbide, dakikalar Van’ın plakası 65’i gösterirken, o soğuk havada bir taraftar grubu üstlerini çıkararak soğukla mücadele eden depremzedelere dikkat çeker.

16 Ocak 2012.
Mavi kapak kampanyası organizasyonu ile, 60’ı manuel, 4’ü akülü olmak üzere toplam 64 arabanın alınmasına yardımcı olunur.

23 Nisan 2013.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, Doğubeyazıttaki köy okullarında okuyan 1.600 öğrenciye giysi yardımında bulunulur.

7 Haziran 2014.
Ankara Gölbaşı’nda Lösemili Çocuklar Vakfı’nın (LÖSEV) yapımı süren inşaatına ziyarette bulunulur ve alanda bulunan tüm çocuklara Beşiktaş formaları, ürünleri, kıyafetler ve manevi destek sağlanır.

Bunlar benim hatırladıklarım.
Bir de hatırlanmayan ve görülmeyen binlerce insani kampanyalar var.
İşte tüm bu yukarıdakileri yapan sorumlular kim mi?
Darbeci Çarşı.
Hani Türkçe sözlükte Darbe’nin net anlam ve tarifine uyan örgüt.
Neydi darbe?
Darbe, bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme eylemi.
Tam sözlük anlamına uyan bir tavır ve eylem içinde bu grup.
Yeni Türkiye’nin yeni darbecisi – “Yeni Çarşı”.

Bir de bu eski yeni ayrışması var artık.
Eski Türkiye’de namaz kılardın, “Yobaz” derlerdi.
Türk Bayrağını evinin camına asardın, adın çıkardı “Ülkücü”ye.
Atatürk’ü sevdiğini söylerdin hemen “Solcu” olurdun.

Yeni Türkiye’de bu tanımlar da değişti.
Artık iktidarı eleştirdiğinde “Darbeci”sin.
Bu iktidara oy vermediğinde “Dışarıdaki Yüzde 50”sin.
Namaz kılmazsan “Siyonist”, Türk değilsen “Dış Mihrak”, Bank Asya’da paran varsa “Paralel”, dürüstlükle soruşturma yürütürsen “Haşhaşi” ve paranla para kazanıyorsan “Faiz Lobicisi”sin.

Yazmaya başladığım ama bir türlü bitiremediğim Soma’daki Gözyaşları, Gazze’deki Ağıtlar, İnşaatlardaki Keder
Hiçbirini bitirmek umrumda değil.
Nefeslerimin kısalmasına ve boğazımın düğümlenmesine sebep olan içimdeki bu sessiz çığlığı yazmaktı amacım.
Bu çığlığı da ancak klavyenin tuşları ile bastırabiliyorum.

Suçludan öç almaksa adalet, onu bağışlamak da fazilettir derdi eskilerimiz.
Titanic filminin sonlarında gemi batarken keman çalan adamların içlerindeki umut belki bendeki.
Ama bir gecede Ataşehir’in en önemli bölgesinin Ümraniye sınırlarına dahil edilmesi ne kadar doğruysa, 35 kişi hakkında ‘darbe’ suçuyla açılan ‘ağırlaştırılmış müebbet istemli’ dava da o kadar doğrudur benim için.

Eski Türkiye’de gelişen 12 Eylül olaylarının askeri mimarlarını yargılayıp vatandaşlarına “elbet bunları yapanlardan hesap soracağız” derken, Yeni Türkiye’de 35 kişiyi darbeci ilan etmek…

“Hadi oradan” demek geliyor içimden, ama diyemedim ya la, ben ona yanıyorum.

FF

2015-08-09T02:49:24+00:00

Leave A Comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.